İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, her yıl 24 Temmuz'un "Basın Özgürlüğü ve Dayanışma Günü" olarak kutlandığını hatırlatarak, bu yıl Türkiye'de basın özgürlüğünün fiilen askıya alındığına dair endişelerini dile getirdi. Türkoğlu, gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanması, ekranların karartılması ve basın kuruluşlarına yönelik art arda uygulanan para cezaları gibi demokrasi dışı uygulamaların yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini belirtti.
RTÜK'e Yönelik Eleştiriler ve Önerge Soruları
Türkoğlu'nun TBMM'ye sunduğu önergede, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) tarafsızlığını yitirdiği, muhalif basının sistematik bir şekilde hedef alındığı ve yargı kararlarına rağmen cezaların sürdürülmesinin "basın özgürlüğüne açık bir müdahale" anlamına geldiği savunuldu.
Milletvekili Türkoğlu, önergesinde hükümete yönelttiği bazı sorularla dikkat çekti:
"2023 ve 2024 yıllarında RTÜK tarafından ceza uygulanan kanalların siyasi dağılımı nedir? Muhalif kanallara mı daha çok ceza verilmiştir? Bu veriler kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?"
"RTÜK üyelerinin siyasi temsili dikkate alındığında, tarafsız bir yapıya sahip midir? Kurul kararlarında siyasi yönlendirme veya tavsiye etkisi söz konusu mudur?"
"Yargı kararlarına rağmen cezaların devam ettirilmesi hukuk devleti ilkesini zedeliyor mu? RTÜK yargı kararlarına neden uymuyor?"
"Uluslararası yükümlülüklerin ihlali söz konusu mudur? Hükümet bu eleştirileri dikkate almakta mıdır?"
"Basın özgürlüğünü güçlendirmek için hükümetin kısa, orta ve uzun vadeli bir planı var mı?"
Demokrasi ve Basın Özgürlüğü İlişkisi
Türkoğlu, konuşmasının sonunda basın özgürlüğünün önemine vurgu yaparak, "Bir ülkede basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur. 24 Temmuz artık sadece bir 'Dayanışma Günü' değil, aynı zamanda bu hakikatle yüzleşme günüdür" ifadelerini kullandı.