İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, duruşmada yaptığı konuşmada kendisine yönelik soruşturmayı eleştirerek “18 yaşındaki Ekrem’i siyaseten yasaklamaya çalışıyorlar” dedi.
Hakkında açılan davanın duruşmasına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mahkeme salonunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Duruşmayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti kurmayları, İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, çocukları Selim ve Semih İmamoğlu ile çok sayıda vatandaş takip etti.
İmamoğlu, konuşmasında hukuki sürece ve ülke gündemine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:
“23 Haziran 2025’ten bu yana yeniden kumpaslarla, usulsüz tutuklamalarla, iftiracılarla ve masumiyet karinesini hiçe sayan uygulamalarla karşı karşıyayız.”
“18 Yaşındaki Ekrem’den Sahtecilik Üretmeye Çalışıyorlar”
İmamoğlu, gençlik yıllarına uzanan iddiaların siyasi bir operasyonun parçası olduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı:
“18 yaşında bir gencin yaptığı işlemde ne sahte evrak ne de uydurma belge var. Ancak buna rağmen hakkında sahtecilik iddiasıyla soruşturma açılıyor. Yetinmiyorlar; ‘ileride cumhurbaşkanı adayı olur’ diye siyasi yasak da talep ediyorlar.”
İlk ifadeye çağrıldığında savcıyla arasında geçen diyaloğu da paylaşan İmamoğlu, “Savcı Bey’e, ‘35 yıl önceki işlemi soruyorsunuz, ya 17 yaşında olsaydım?’ dedim. ‘Vasini çağıracaktık’ dedi. Doğru mu, yanlış mı bilemiyorum. Ama durum bu kadar garip.” diye konuştu.
“Türkiye Şehitlerini Sorgulayamaz Hale Geldi”
İmamoğlu, konuşmasında Türkiye'nin içinden geçtiği sosyal ve siyasal iklime de değinerek şöyle devam etti:
“12 şehidimiz var ama neden şehit verdik, nasıl oldu, sorgulanamıyor. Ülke, bir insanın hayatının bile değerli olduğu anlayıştan uzaklaştı. LGS’de adaleti sağlayamıyoruz. Veliler, çocuklarının gözlerinin içine bakamaz hale geldi.”
“Milletimiz Perişan, Ülke Cendere İçinde”
Mevcut iktidarı ekonomi ve adalet sistemine yönelik eleştirilerle hedef alan İmamoğlu, Türkiye'nin içine itildiği ortamın sürdürülemez olduğunu vurguladı:
“Şu anda içinde bulunduğumuz süreç, sadece şahsıma yönelik bir hukuki mesele değil. Bu, milletin fakirleştiği, adaletin zedelendiği, insanların geleceğe güvenle bakamadığı bir dönemin göstergesidir.”